Cinsellik.
Erotizm.
Arzulamak.
Arzulanmak.
Arzulanmayı istemek.
Kötü seksin kötü yemek kadar moral bozması.
İyi seksin insanları yükseltmesi.
Seks şarkıları.
Seksi şarkılar.
Bu liste devam eder, yolunu bulur.
Benim asıl demek istediğim, seks neden bu kadar güzel?
Ve yemek neden sekse bu kadar benziyor?
Neden tarihte yemek ve seks daha fazla haz versinler diye insanların en çok üzerine düştüğü iki alan?
Baharat, ten kokusu.
Farklı pişirme teknikleri, farklı pozisyonlar.
Sonra ortak elemanlar: Çikolata, çilek, kremşanti…
Seks neden bu kadar güzel?
Çünkü doğal. Akışına bırakabiliyorsun.
Hareketlerini tayin etmen gerekmiyor. Vücudun ne isterse onu yapıyorsun ve kimse sana deliymişsin gibi bakmıyor.
Şey… En azından çok saçmaladığında “fantezi” deyip geçebiliyorsun.
Örneğin seks yaparken hormonlarını serbest bırakmaya öyle bir dalmışsın ki, nefes almayı unutmuşsun ve vücudun boğulmamak için en acilinden bir nefes alıyor sana sormadan artık. Ve burnundan “HIRK!” diye bir ses çıkıyor.
“Domuz fantezim var.” (Domuz fantezim var?)
Tamam.
Peki. Hala toparlayabiliriz.
Domuz momuz, yatakta çok daha garip şeyler yapılıyordur mutlaka dünyanın bir yerinde.
Beni çok heyecanlandırdın nefes almayı unutmuşum diyemezsin ya…
***
Karşındaki üzerinde mutlak kontrol sağladığın seksler.
Karşındakine mutlak teslim olduğun seksler.
Hangisinde daha fazla samimiyet olduğuna nasıl karar verirsin?
Şu anda sevişmenin akışını sana bırakamam çünkü benim kadar titremezsen ne yaparım bilmiyorum. Ya bu anı mahvedersen? Seni o kadar seviyorum ki… Kontrol bende.
O kadar büyüksün ki yanında bildiğim her şeyi unutuyorum. Sana o kadar hayranım… Kontrol sende.
***
Kontrol manyağı olma kavramı bu noktada anlayışla karşılanabilir mi?
Mesela birini çok istersin. Hissettiğin şey sadece cinsel çekimdir belki ama… Keşke imajını da sana bıraksa değil mi?
İçinden geçen bu.
Tavırları, mimikleri, hareketleri keşke o gibi olmasa. Kendi gibi olmasa. Benim kafamdaki gibi olsa. İşte o zaman tam olurdu. Bunun farkında mı acaba?
Ben onun nasıl olması gerektiğini biliyorum.
Oh, mis. Ne de çok şey bilirmişsin sen…
Sıra sevişmeye geldiğinde senin istediğin oyunlar oynanacak. O sadece sana hayran hayran bakacak, seks senden sorulacak…
Senin mutfağın, senin tariflerin.
Hatta sen seksin ta kendisi olsan ve ona hiç bilmediği şeyleri göstersen. İlk sen göstersen. Ne güzel olmaz mıydı?
Üstünlük kursan. Kontrol sende olsa. Kendine güvendikçe o yatakta daha da büyüsen.
O kadar seviyorsun ki onu kendi iradesine bile emanet edemiyorsun. Ne onu, ne de bu seksi.
Onun için en iyisini sen biliyorsun.
En iyi baharatı, en iyi pozisyonu.
O akşamın hangi yemeklerle başlaması gerektiğine sen karar verdin. Uzun zaman bu anı bekledin.
Ne giyineceğini biliyorsun. Nasıl davranacağını. Konuşacağın konuları önceden çalıştın. Ödevini yaptın yani. Sırf karşısında eli kolu titreyen bir çocuk olma diye.
Hangi iç çamaşırlarını giyineceksin. Nasıl masaj yapacaksın.
Mimiklerini bile çalıştın. Ses tonunu. Yüzünü nasıl seveceğini.
Hangi şarkıların dinleneceğini.
O şarkıları seçtin çünkü çok uzun zamandır onlarlasın. O liste senin evin gibi. O şarkılar çalar, sen en sevdiğin yerlerinde rahatlarsın.
Güvendesin.
Kremalı mantar tadında bir seks istiyorsun. Tanıdık olmasın. Çok da kopmasın.
Çiğköfte yemeyeceksin o akşam. Sonrası acıtmasın.
İlk seferinizde biraz bilindik biraz değişik olacaksınız. Böylece sarılıp uyuyabileceksiniz.
Çünkü bu kadar beklenen bir buluşma sarılıp uyumadan biterse ne yapacağını şaşırırsın.
Senin tasarladığın gibi olmaz o zaman çünkü.
Yani, sen o geceyi layıkıyla pişirmek için bütün malzemeleri kafanda hazırladın. Senin tarifine göre olması en güvenlisi. Ve kırk yıllık ev hanımları gibi tabi ki başkasının tarifine pek de sıcak bakmıyorsun.
Baharatlar ve pozisyonlar.
Peki nedir senin en seks şarkın ve en seksi şarkın?
Anlat.
