25 Mart 2009 Çarşamba
Try out.
I'm givin' it a shot.
Takin' a step back.
Lookin' it up and down, to see if it fits.
When the day come, if we're irresponsibly mad for each other..
Then i'm gonna sing it out,
very loud,
Manfriend.
20 Mart 2009 Cuma
Centilmeler, forvetler (b.b.d. Pişirme yöntemleri)
İsterseniz bunu insanlar arasındaki kişilik farkı olarak tanımlayın. Ama hadi gerçekçi olalım. İnsanları birbirinden ayıran asıl şey seviye farkıdır.
For beginners..
Davranışlar yaşam stilinden etkilenir. Yaşam stili hayatımızdan aldıklarımızla belirlenir. Ve ne kadar alması gerektiğine insanlar kendileri karar verir. Bazılarımıza öğrendikleri yetmez, bazılarımız öğrenmeye gerek görmez. Fark dediğimiz de o yaşa kadar hayattan aldığımız hazların ve bilgilerin davranışlarımıza yansıması durumudur.
Aslında işin içinde "funk" öğretisinin çok büyük bir yeri var ama o ayrı bir yazı konusu.
Bilmeniz gereken, upper intermediate'ler neden centilmenlere aşık olur?
Öncelikle centilmenlik bir kendine güven meselesidir ve bu konuya daha sonra döneceğim.
Eğer bir forvetseniz birincisi eminim çok çekicisinizdir. Muhakkak havalısınızdır. Sert bakışlar herşeyinizdir. Ve son kullanma tarihiniz 40. doğumgününüzdür.
Emin olun.
Forvetler herşeylerini kabalıklarına daha doğrusu ilkelliklerine borçludurlar.
Evet, bu biz kadınları çeker. Evet, bu siz erkekleri de çeker.
Ve evet, iki tarafı da havada asılı bırakır. Tatmine götüremez.
Taktikler yapılır, oyunun stratjileri belirlenir. Y'nin atakları önceden düşünülmştür, X'in tepkileri itinayla analiz edilir. Forvetler için X "sosyal denek num. III" tür.
Peki neden bay/bayan forvet bu kadar iyi bir oyuncuyken, zavallı denek X oyun konusunda tam bir kazmadır?
İnsanları etkilemek bir davranış değildir. Ondan olabilir mi?
Yani çekici, kültür seviyesi yüksek, eğitimli, (tanrı aşkına futbol seven!) muhabbeti iyi, zeki, kısaca "kafa" insanlar için karşı tarafı etkilemek doğal olarak gelişen bir süreçtir. Taktik geliştirmek zorunda kalınmamıştır. Daha açık ifade etmek gerekirse top çalma, çalım yapma, hatta uygun ortamda kaval kemiğine darbesinden tut çelmesine kadar bu patetiklerin hiçbir şeyden haberi yoktur. Bu sebeple player cinsinin karşısında "mallaşma" diye tabir ettiğimiz semptomlara yakalanırlar.
İşte bu yüzden denek olan X, kontroü elinde tutan Y'dir her zaman.
Peşinden koşturma ve umursamama en bilindik prensipleri olup, önce sert çıkma sonra overdose maçoluğa (ister inanın ister inanmayın kadının da maçosu var) bulanan kurban yüksek ısıda 3 dakika kadar kızartılır.
Tatlı forvetlerin tek maçlık performanslarında entelektüelite ve elitizm seviyeleri "derdini anlatacak kadar" olduğundan o dert oldukça kısa ve net tutulmaya çalışılır: Seks.
İyi seks.
Bazen.
Peşinden koşturma heyecanından başka bir şey sunamayacağını çok iyi bilen forvetler bu durumun tadını sonuna kadar çıkarırlar. Moda takip edilmiyorsa, edebiyat sıkıyorsa, müzik "valla güzel olan her şeyi dinlerim ben yemek seçmem arkadaş" kıvamındaysa, eğitim yengem, sinema kültürü dayımsa..
Geriye karşı tarafı sallamamak, ultra mega bencil olmak, hissetmediği duygular hakkında yalan söylemek gibi güzide klasikler kalır. Tadından yenmez.
Ve üzülerek söylüyorum, her şey bir bakış açısı ve cümlelerin yeniden yapılandırılmasına bakar.
"Ben bir fucker'ım, hayatımı yaşıyorum."
Derken:
"Ben bir abazayım (ister inanın ister inanmayın kadının da abazası var). Kimseyi bir geceden fazla elimde tutamıyorum. Etki sürem IX saat."
"Birlikte olduğum insanların hepsi bana aşık oldu."
Derken:
"Pek seçici değilim, uygun ortam hazırlanırsa süpürge sapını bile kendime aşık edebilirim."
Devama gerek var mı?
Yok, tamam.
Forvetlere duyulan aşk bir ila ÜÇ yıla kadar sürerken, upper internediate insanlar için o süre bir haftadan ibarettir.
Saltanat bir doppler effect formunda yani. "Viiiuuuuuvvvv."
Ya da roadrunner. "Mipmip!"
Ve centilmenlik..
Özgürce nazik davranabilmektir.
Karşı taraf nezaketle karamelize olana kadar düşük ısıda çevirilir ve istenen kıvama geldiğinde uygun soslarla karşılıklı pişirme işlemine devam edilir.
Bu kendine güvenmek demektir.
En azından ben öyle düşünüyorum.
Easy livin'.. Kasıntılıklar yok, oyunlar yok, kafa yormak yok..
İnsanlara düşünceli, nazik ve iyi davranmamak için hiçbir sebep yok.
Çünkü onların geldiği yerde çok daha fazlası var.
Rahat, eğlenceli, kaliteli yaşamak budur.
Kadın ve erkek centilmenler insanları peşlerinden koşturmakla zaman kaybetmez.
Onlar sadece yaşar.
Mat insanların hırslarını umursamazlar, erdem olayı. Parlayan insanlara hırslanmazlar, saygı olayı.
Keep it nayz.
Keep it simple.
Keep it funky mate.
Söyleyeceklerim şimdilik bu kadar.
Dağılabilirsiniz, bahar geldi.
For beginners..
Davranışlar yaşam stilinden etkilenir. Yaşam stili hayatımızdan aldıklarımızla belirlenir. Ve ne kadar alması gerektiğine insanlar kendileri karar verir. Bazılarımıza öğrendikleri yetmez, bazılarımız öğrenmeye gerek görmez. Fark dediğimiz de o yaşa kadar hayattan aldığımız hazların ve bilgilerin davranışlarımıza yansıması durumudur.
Aslında işin içinde "funk" öğretisinin çok büyük bir yeri var ama o ayrı bir yazı konusu.
Bilmeniz gereken, upper intermediate'ler neden centilmenlere aşık olur?
Öncelikle centilmenlik bir kendine güven meselesidir ve bu konuya daha sonra döneceğim.
Eğer bir forvetseniz birincisi eminim çok çekicisinizdir. Muhakkak havalısınızdır. Sert bakışlar herşeyinizdir. Ve son kullanma tarihiniz 40. doğumgününüzdür.
Emin olun.
Forvetler herşeylerini kabalıklarına daha doğrusu ilkelliklerine borçludurlar.
Evet, bu biz kadınları çeker. Evet, bu siz erkekleri de çeker.
Ve evet, iki tarafı da havada asılı bırakır. Tatmine götüremez.
Taktikler yapılır, oyunun stratjileri belirlenir. Y'nin atakları önceden düşünülmştür, X'in tepkileri itinayla analiz edilir. Forvetler için X "sosyal denek num. III" tür.
Peki neden bay/bayan forvet bu kadar iyi bir oyuncuyken, zavallı denek X oyun konusunda tam bir kazmadır?
İnsanları etkilemek bir davranış değildir. Ondan olabilir mi?
Yani çekici, kültür seviyesi yüksek, eğitimli, (tanrı aşkına futbol seven!) muhabbeti iyi, zeki, kısaca "kafa" insanlar için karşı tarafı etkilemek doğal olarak gelişen bir süreçtir. Taktik geliştirmek zorunda kalınmamıştır. Daha açık ifade etmek gerekirse top çalma, çalım yapma, hatta uygun ortamda kaval kemiğine darbesinden tut çelmesine kadar bu patetiklerin hiçbir şeyden haberi yoktur. Bu sebeple player cinsinin karşısında "mallaşma" diye tabir ettiğimiz semptomlara yakalanırlar.
İşte bu yüzden denek olan X, kontroü elinde tutan Y'dir her zaman.
Peşinden koşturma ve umursamama en bilindik prensipleri olup, önce sert çıkma sonra overdose maçoluğa (ister inanın ister inanmayın kadının da maçosu var) bulanan kurban yüksek ısıda 3 dakika kadar kızartılır.
Tatlı forvetlerin tek maçlık performanslarında entelektüelite ve elitizm seviyeleri "derdini anlatacak kadar" olduğundan o dert oldukça kısa ve net tutulmaya çalışılır: Seks.
İyi seks.
Bazen.
Peşinden koşturma heyecanından başka bir şey sunamayacağını çok iyi bilen forvetler bu durumun tadını sonuna kadar çıkarırlar. Moda takip edilmiyorsa, edebiyat sıkıyorsa, müzik "valla güzel olan her şeyi dinlerim ben yemek seçmem arkadaş" kıvamındaysa, eğitim yengem, sinema kültürü dayımsa..
Geriye karşı tarafı sallamamak, ultra mega bencil olmak, hissetmediği duygular hakkında yalan söylemek gibi güzide klasikler kalır. Tadından yenmez.
Ve üzülerek söylüyorum, her şey bir bakış açısı ve cümlelerin yeniden yapılandırılmasına bakar.
"Ben bir fucker'ım, hayatımı yaşıyorum."
Derken:
"Ben bir abazayım (ister inanın ister inanmayın kadının da abazası var). Kimseyi bir geceden fazla elimde tutamıyorum. Etki sürem IX saat."
"Birlikte olduğum insanların hepsi bana aşık oldu."
Derken:
"Pek seçici değilim, uygun ortam hazırlanırsa süpürge sapını bile kendime aşık edebilirim."
Devama gerek var mı?
Yok, tamam.
Forvetlere duyulan aşk bir ila ÜÇ yıla kadar sürerken, upper internediate insanlar için o süre bir haftadan ibarettir.
Saltanat bir doppler effect formunda yani. "Viiiuuuuuvvvv."
Ya da roadrunner. "Mipmip!"
Ve centilmenlik..
Özgürce nazik davranabilmektir.
Karşı taraf nezaketle karamelize olana kadar düşük ısıda çevirilir ve istenen kıvama geldiğinde uygun soslarla karşılıklı pişirme işlemine devam edilir.
Bu kendine güvenmek demektir.
En azından ben öyle düşünüyorum.
Easy livin'.. Kasıntılıklar yok, oyunlar yok, kafa yormak yok..
İnsanlara düşünceli, nazik ve iyi davranmamak için hiçbir sebep yok.
Çünkü onların geldiği yerde çok daha fazlası var.
Rahat, eğlenceli, kaliteli yaşamak budur.
Kadın ve erkek centilmenler insanları peşlerinden koşturmakla zaman kaybetmez.
Onlar sadece yaşar.
Mat insanların hırslarını umursamazlar, erdem olayı. Parlayan insanlara hırslanmazlar, saygı olayı.
Keep it nayz.
Keep it simple.
Keep it funky mate.
Söyleyeceklerim şimdilik bu kadar.
Dağılabilirsiniz, bahar geldi.
14 Mart 2009 Cumartesi
Görünen o ki..
baktığın nokta farketmez.
gördüklerin yetmez.
reddettiklerin bırakmaz.
kontrolün beklemez.
gücün tükenmez.
isteğin azalmaz.
bilmişlik taslanmaz.
yukarıdan bakılmaz.
yokmuş gibi yapılmaz.
ölü gibi yaşanmaz.
biliyorsun.
bilmiyormuş gibi durulmaz.
1993 ABD yapımı 114 dk.'lık bir film olasın var.
yokmuş gibi durulmaz.
gördüklerin yetmez.
reddettiklerin bırakmaz.
kontrolün beklemez.
gücün tükenmez.
isteğin azalmaz.
bilmişlik taslanmaz.
yukarıdan bakılmaz.
yokmuş gibi yapılmaz.
ölü gibi yaşanmaz.
biliyorsun.
bilmiyormuş gibi durulmaz.
1993 ABD yapımı 114 dk.'lık bir film olasın var.
yokmuş gibi durulmaz.
4 Mart 2009 Çarşamba
Hislerimeneoldu.
Dokunma bana.
Öff bi yaklaşma ya..
Lafları bi ağzıma tıktın bişeyler yaptın.
Ne bokum bi sevişme bu.
Olmamış bu.
Tırt.
Git yeniden yap.
Öff bi yaklaşma ya..
Lafları bi ağzıma tıktın bişeyler yaptın.
Ne bokum bi sevişme bu.
Olmamış bu.
Tırt.
Git yeniden yap.
3 Ocak 2009 Cumartesi
Gg the Sis.
Unutulup da yayınlanmayan yıllık yazısına ithafen..
Seni seviyorum. Kolumu uzattığımda sarılabileceğim bir yerde olmanı seviyorum. Benimle kavga edebilecek kadar bana değer vermene bayılıyorum. Altı sene arkamdan gelmene ve hala Günsel bebek olmana rağmen karşımda adam gibi oturmanı alkışlıyorum. Bir şeyler yerken tükürüğünü tutamamana gülüyorum. Son günüme kadar bu hayatı benimle paylaşacak olan az sayıdaki insanlardan birisin. Biliyorum.
Bizim için duygusal değeri çok fazla olan bu şarkıda da söylendiği gibi:
“You don't have to wait for later, here's a new eliminator
Ask your local weapon trader, for the "Superperforator"!
Stress - Just cool it! Here's a special bullet
Put it in the magazin, boom a bang into your beam!
You can call the operator, for the "Superperforator"
Killing is our habit, make you weedle like a rabbit ,
But before you die my dear, have a final glass of beer
And before the break of dawn, we'll have you back where you belong
Sprinkle-dinkle-dong
Bully bang bang, dabang boom boom, meet your doom, call us soon!
The local weapon trader, with your "Superperforator"
Cheers!”
[With respect to S.Ş. of course]
Yours, Winnetouch.
Seni seviyorum. Kolumu uzattığımda sarılabileceğim bir yerde olmanı seviyorum. Benimle kavga edebilecek kadar bana değer vermene bayılıyorum. Altı sene arkamdan gelmene ve hala Günsel bebek olmana rağmen karşımda adam gibi oturmanı alkışlıyorum. Bir şeyler yerken tükürüğünü tutamamana gülüyorum. Son günüme kadar bu hayatı benimle paylaşacak olan az sayıdaki insanlardan birisin. Biliyorum.
Bizim için duygusal değeri çok fazla olan bu şarkıda da söylendiği gibi:
“You don't have to wait for later, here's a new eliminator
Ask your local weapon trader, for the "Superperforator"!
Stress - Just cool it! Here's a special bullet
Put it in the magazin, boom a bang into your beam!
You can call the operator, for the "Superperforator"
Killing is our habit, make you weedle like a rabbit ,
But before you die my dear, have a final glass of beer
And before the break of dawn, we'll have you back where you belong
Sprinkle-dinkle-dong
Bully bang bang, dabang boom boom, meet your doom, call us soon!
The local weapon trader, with your "Superperforator"
Cheers!”
[With respect to S.Ş. of course]
Yours, Winnetouch.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)