2 Aralık 2008 Salı

Ballı tarçınlı süt tadında bir hayal...


Yer: Nişantaşı'ndan Taksim'e uzanan geniş kaldırımlı Harbiye caddesi.
Kaldırım durumu: Karlı. Mümkünse diz ile bilek arasında bir yükseklik.

Elimde eldivenlerim, kulaklarımda pon pon kulaklıklarım, boynumda atkım. Ve sıcak tutulmaktan payını alamayan burnum, üşüyen tek organım.

Ara ara sıcak yudumları ve içindeki tarçınla boğazımı yakan sağlam bir kahve, mümkünse venti. Mp3 çaların kulaklıklarından kahveyle birlikte mideme akan ve orada ahenkle içimi kıpırdatan jazz akorları. Ve çift kulaklık lüksünü sonuna kadar kullandığım, adımları benimkine denk bir yürüyüş partneri. Mümkünse "kalın dudaklı".

Adım durumu: Hafif ritimli. Kısım kısım durup minik minik dans etmeli.

Ve...
Yürüyecek yolları kalmayan iki kahramanımız, beklendikleri bir kafeye girmek konusunda anlaşırlar.

İçerisi kalabalık, sıcak.

Masalardan yükselen konuşma uğultuları ve kahkahalar arasında tanıdık bir ses duyuyorum. Kısa bir süre sonra kendi konuşma uğultularım ve kahkahalarımın yükseleceği masaya doğru yöneliyorum.

Ortada bir sürahi bira ve patlamış mısır. İçki içmekten ve güzel vakit geçirmekten yanakları kızarmış arkadaşlarım. Yanlarına katılıp acilen bizim de yanaklarımızın kızarmasını bekliyorlar.

Burada saf bir şeyler var.

İçten içe herkes yeni yılı beklediği için olabilir mi? Yani gözlerimi kapayıp tekrar açtığımda herkesi tulum pijamaları ve bebeklik battaniyeleriyle hayal edebiliyorum.

İşte bunu seviyorum. O yüzden şimdi sizi bırakıp o masanın tadını çıkarmaya gidiyorum.

Sıcak şarap isteyen?

Harika geldin Kış.

Evet.

3 yorum:

gunsel senol dedi ki...

The Autmn Leaves i bugün son bir kere dinlemek lazım sanki.

gunsel senol dedi ki...

Şey; birde seni seviyorum.

imre cebeci dedi ki...

Ben de sizi seviyorum bayan "kalın dudaklı"...

Evet.